Benden selam söyle: Demre macerası
B ir varmış, bir yokmuş. Mavisi enginlere ulaşan Akdeniz Bölgesi’nde bizleri misafir etmeyi sabırsızlıkla bekleyen Antalya iline bağlı Demre ilçesi varmış.
Evlilik sebebi ile taşındığım Polonya’nın Poznan şehrinde, yaz aylarında bazı hava yolları Antalya’ya direkt uçuşlar düzenliyordu. Bu uçuşlardan birinde biz de yerimizi aldık ve mavi valizlerimizi hazırlayıp mavi Akdeniz’e doğru kanat açtık.
Antalya’ya vardığımızda daha önceden kiraladığımız arabamız bizi hazır bekliyordu. Antalya Havaalanı’ndan Demre yaklaşık 2 saat 30 dakika (156 km) ama biz yolda kalbimizin “Dur!” dediği yerlerde durduğumuz için o yolu tam 5 saatte tamamladık. Kumluca’da bir Türk kahvesi molası verdik. Evde içtiğim kahve ile Akdeniz melteminin kalbimi, ruhumu ve duygularımı okşadığı yerde içtiğim kahvenin tadı nasıl aynı olabilir?
Kumluca havasını soluduktan sonra yola devam ettik. Baktık genç bir gezgin otostop çekiyor; ani bir frenle durup yol arkadaşımıza kapımızı açtık. Yaz tatilini Ege ve Akdeniz Bölgesi’ni otostopla gezerek geçirmeyi planlamıştı ve gördüğümüz kadarı ile planı gayet yolundaydı. Yolculuğumuz kısa sürdü ama seni tanımak çok güzeldi sevgili Attilla. Demre’ye vardığımızda saat gece on bir idi.
Kelimelerin anlatmaya yetersiz kaldığı güzel Demre
Demre… 2019 yılının verilerine göre 26.362 nüfüsa sahip şirin bir ilçe. Sakin atmosferi, sıcak insanları, ferah havası, buram buram portakal kokan dar sokakları ve tarihi ile kelimelerin anlatmaya yetersiz kaldığı güzel Demre. Şehrin önemli özelliklerinden biri; Bizans Dönemi’nde önemli bir dinî merkez haline gelmiş olması. Diğeri ise Aziz Nikolaos’ın yani Noel Baba’nın piskoposluk yaptığı, yaşamını yitirdiği ve mezarının da bulunduğu yer olması. Bu sebeple, yüzyıllar boyunca dünyanın dört bir yanından gelen hacılar Kudüs’e yolculukları sırasında önce burayı ziyaret etmişler.
“Demre’nin Soğuk Su Bölgesi’nde yaşayanlar oldukça sıcakkanlı insanlardı.”
1960 yılında inşası tamamlanan ve Demre’nin ilk evlerinden olan Bayraktar Konağı’nın kapısını Bayraktar Ailesi misafirlerine açmaya karar vermiş. Ailenin her üyesine ilgileri, hazırladıkları eşsiz kahvaltı ve bize enerji veren güler yüzleri için teşekkür ederiz.
Myra Antik Kenti’nin tarihi milattan önce 5. yüzyıla dayanıyor.
Arkeologlara göre MÖ 5. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle günümüze ulaşmayı başarmış bir Likya şehri olan Myra Antik Kenti’ne, güzel bir uyku ve doyurucu bir kahvaltıdan sonra konaktan çıkıp yürüdük. Bizi kayalıklara kurulan, ahşaptan yapılmış evler gibi görünen nekropoller uzaktan selamladı. Bu mezarlarda ölüyü ve ölünün yakınlarını betimleyen kabartmalar mevcut. Nekropollerin altında 11 bin kişilik kapasitesi ile özgünlüğünü koruyan Antik Roma tiyatrosu bulunuyor. Myra Antik Kent giriş ücreti 2019 Eylül ayında 36 TL idi. Müze Kart sahiplerine giriş ücretsiz. Antik kentin açılış saati sabah 10.00, kapanış saati ise akşam 19.00.
Myra Antik Kent ziyaretinin ardından Aziz Nikolaos Anıt Müzesi’ni ziyaret ettik. Aziz Nikoloas 3. yüzyılın sonu 4. yüzyılın başında Patara’da doğmuş ve piskoposluk görevini Myra’da yapmıştır. Aziz Nikolaos özellikle çocuklara, yoksullara, yolculara ve denizcilere yaptığı iyilikler ile bilinmektedir. Onların bir nevi kahramanı, koruyucusu olmuştur. Hristiyan dünyasında önemli bir yeri vardır. Erken Hristiyan geleneklerine göre azizlerin mezarının üzerine kilise yapılması bir gelenekti. Aziz Nikolaos’ın da mezarının bu kilisede olduğu bilinmektedir. Bazı kaynaklara göre, zamanında Kudüs’e giden Barili tüccarlar azizin kemiklerini çıkarıp Bari’ye kaçırmışlar. Aziz Nikolaos Kilisesi ve Anıt Müzesi’nin girişi de 36 TL olup Müze Kart sahiplerine ücretsizdir. Açılış saati sabah 10.00 olup kapanış saati ise 17.00’dir.
Konağa dönüp eşyalarımızı topladıktan sonra Soğuk Su’ya doğru yola çıktık. Demre merkezden Soğuk Su araba ile yaklaşık 15 dakika sürüyor. Belediyeye ait bir işletme var. Tadını hala damağımda hissettiğim gözlemelerinden tattık. Turistler tarafından pek bilinmeyen sakin bir öğlen geçirebileceğiniz ya da beş çayını yudumlayabileceğiniz bir yer.
Yolun sonu
Tatil süremizin kısıtlı olmasından dolayı Demre’ye sadece bir gün ayırabildik. Sadece bizim gördüğümüz yerler dışında Demre ve çevresi birbirinden önemli tarihi güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Andriake Antik Kenti, Likya Uygarlıklar Müzesi, Andriake Kuş Cenneti, Soura Antik Kenti, Hoyran Nekropolü, Trysa Antik Kenti ve Arykanda Antik Kenti. Biz gidemedik ama siz fırsat bulduğunuzda bizim için de gezin lütfen.
Olur da yolunuz bir gün Demre’ye düşerse Bayraktar Ailesi’ne, gezdiğimiz portakal kokan sokaklara ve Myra’ya benden selam söyleyin. Sonraki durak Kaş’ta görüşmek üzere.